Masa Akademi

Mehmet Aydemir

Seviyorum II…

Seviyorum II… Mana; Ne yüce bir kelime, aç açabildiğince Yarat ve yükle içine doğruyu bildiğini, yanlış ile… Evirip, çevirebilirsin alabildiğince Ya sonrası yok, eklemeler yap… Hangi yönüne ne ekliyorsan, diğer yönüne de karşıtını ekle Mana şimdi anlamını dengelemekte… Değer; Ne yüce bir kavram, verdiğinin karşıtı ise Verdiğin ne, ne kadar, ne için ve neden Aslında […]

Seviyorum II… Read More »

Sessiz Çığlıklar…

Dünya hali işte Kimsenin yedi emin bilmediği, O duygun dolaşır hücrende Bazılarının kâh yüzünde hayat bulur Kâh sözün içindeki o kelimede Bazılarının öfke patlaması veya ağlamasında… Dünya hali işte Bazen şairin dizelerinde, şarkısının sesin tonunda Ressamın tuvale yansıyan ifadesinde Müzisyenin makamına gizlenin Mani, öykü ve masallarda yaşar… Dünya hali işte Herkes kendince yaşar Kendince özümser

Sessiz Çığlıklar… Read More »

Seviyorum…

Her insanın hoyratça söyledi şu kelime Evet, söylendiğinde koca anlamlar Kocaman mana sal yüklemler Anlatılmak istenen makro düşler veya hissiyatlar… Evet, kelimeyi zarf eden için bir anlam yüklü Kime söylediği Kime ne ifade etmek istediği Kime ne hissettirmek istediği Veya hissettirdiği… Hepsi koca bir muamma tek taraflı… Her söylem içten dışarı doğrudur Anlam vuku bulduğunda;

Seviyorum… Read More »

Adalet…

Görüşün ve düşüncenin ne olduğu önemli değil Ne senin inancın nede ırkın hatta dilin Hepsi bir tercihin sonucudur… Ne yenir nede içilir Güçsüze ve zalime de lazımdır Her kulun sığındığı bir durum halidir… Adalet söylenmesi kolay Ama mana sal olarak içini doldurmak Hakkını vermek her yiğidin harcı değildir… Bugün bana, yarın sana lazımdır Vicdan gerektirir,

Adalet… Read More »

Mizaç…

Az önce ana düşen O, düş Bilinçsiz tarafına düşenken zihnimin Bilinçli tarafım ona göz kırpıyordu… Ben diyen egom, kıskanç Onu flörtte zorlamak için Bir şirin bazense felsefi bir açı sunuyordu… Birazdan Bozcaada’dan yükselecek Sonra boğazın kokusunu içine çekecek İstiklal ’de bir duraklayacak… Sanırsın ki artık senin veya seninle Sanmaktan öte bir yedi eminlik duygusu sürer

Mizaç… Read More »

Sevmek Zor İş Derler…

Sev demek kolay iş Karşılıksız sevmek, beklentisiz sevmek Ekmeği bölüp, göz koymadan verdiğine Vermeyi bilmek… Sev demek kolay iş Hiç sevdin mi? Sorgusuz ve yargısız Yarın ne olacak? Beni terk eder mi? Diye sormadan kendine Gönül vermek nedir bilir misin? Sev demek kolay iş Koparıp yüreğini yerinden… Bir sonraki nefesi alamayacağını bilmek pahasına Bir sonraki

Sevmek Zor İş Derler… Read More »

Kocaman…

Kocaman… Koca yaşanmışlıklar Kocaman adamlar Kocaman yürekli kadınlar Bir torba dolusu tabirler, koca torbaya sığmazlar Şimdi kendi anlamlarına, kocaman geliyorlar… Koca Dünya’ya sığmadınız Kocaman öpücükler Kocaman sevgi sözcükleri Bir yüreğe ektiniz, biçemediniz Şimdi geçmiş uşak tutuyorsunuz… Koca dediğiniz an varlık kadar kısa; göz kapatıp açıncaya geçer Kocaman dediğiniz duygularınız; bir ceviz kabuğu kadar değil Kocaman

Kocaman… Read More »

Oysa Kendimi Seviyorum Derken…

Sevgim yanıyor Dünden kalan, yalanların koynunda… Şimdilerde tütüyor Dünden kalan, İhanetin kokusunda… Can göçebe bir gezgin şimdi Çakıl taşı misali sahile vuran dalgalarda… Oysa bir dürüst tebessüme bakardı Bir içten iki kelimeye… Sevgim haykırıyor Yetmiyor ne kâğıt, nede kalem… Uzaklarda tütüyor Yalnızlık ve tutsaklığın prangasında… Can göçebe bir gezgin şimdi Zirveden kopan kayalar gibi düşüyor

Oysa Kendimi Seviyorum Derken… Read More »

Sevişmeler I…

Şimdi kağıtları yeniden karıyorum Neden, niçin ve ne uğruna bilmeden… Bir yolculuk öncesi heyecan Uzayacak, derinlik kazanacak veyahut göçecek yitik duyguların koynunda… Her sevişme bir beklenti, ihtiyaç Bir nefesin diriliş anı ve sonrasında geri dönüşüm… Sevişmek demişken; Hangi yiğit kalbe taht kurdun, sonra al aşağı edildin… Olmaz bu kadar denen olayların gölgesinde Uslandın, bir nefes

Sevişmeler I… Read More »

Sevişmeler II…

Günü selamlayan güneş, ışıtıyor Yeşil gözlerden sızıyor yüreğe… Duygu aralanıyor, sızıyor hissiyat Ruhun derinliklerine değiyor… Bir başkadır, sevişmek Bir başkadır, sevmek Başkalaşmaktır Bir farklı felsefedir şimdi dokunmak… Dokunduğunda yükselmektir Yükselirken yanmaktır Yanarken tutuşmaktır Tutuşmuşken, yine özünde durulmaktır… Günü selamlayan güneş, ışıtıyor Yeşil gözlerden sızıyor yüreğe… Alıyor beni, benden Zamanda bir yolculuk, sarmal bir geleceğe taşıyor…

Sevişmeler II… Read More »

Sevişmeler III…

Dört göz iki vücut, uzuyorlar Sevişmelerine ne engel Engin deniz dahi duramıyor karşılarında Ufuk suskun, biliyor sonrası var Dalgalar bir hevesten öte değil Dağlar desen sadece bir tık ötesi için bir uç bölge Gözler kapanıyor hafiften Teslimiyet hazza, haz ise enerjinin yoğunluğuna… Dört göz iki vücut, boyut atlıyorlar Şimdilerde eşlik eden o tını Kimden çıkıyor;

Sevişmeler III… Read More »

Felicita…

Yaşamak güzel Hissedin şimdi, şuracıkta Bırakın rüzgâr değsin tenine Bırakın işlesin ruhunuzun derinliklerine Sevişsin dilediğiyle dilediğince Özgür kılsın özgürlüğü… Uzat elini; Dokunma Şimdi zaman, onu özgür kılmak anıdır O özgürleşirken, anısına bir damla gözyaşı Al onu yanaklarından, tat tuzunu dudaklarında… O yeni bir liman arayacak Yeni ufuklar olacak onun nam ehramı Yeni hissiyatlar, heyecan ve

Felicita… Read More »

Kara Deliktir Yaşam…

Gün doğar Gün koca bir girdap, içine alabildiklerinle Almak istedikleri ise; henüz var olmayanlar Düşlenmeyenler Doğmayan düşler Düşlenmesi na mümkün deme; düşlenecekler… Hayat dediğin ne ki; İhtimaller denizinin birer balığı Bazen tutmaya kıyamadığın Bazen senin tutsağın, akvaryumunda Bazen de akşam yemeğinin ana menüsü… Gün yiter Neler sığdı o karadeliklere Bir de karşıya geçtiğinde gör o

Kara Deliktir Yaşam… Read More »

Hatırlar mısın I…

Cancığasım bazı günler vardır Essiz, tarifsiz Kelimeler yetersiz kalır da gözler konuşur… Duygu ve mana susar Bırakır yerini yüzde bir hazana Birde bir boşluk yansır, tek yönlü bir yoldan… İçinde koca koca volkanlar Birazdan fışkıracak sanki gökyüzüne Haykıracaklar özgürlük diye… Cancığasım bazı haller vardır Ardından gelir Bazen bir gülümsemenin Bazen bir gülüşün Bir tebessümün… Akan

Hatırlar mısın I… Read More »

Bakarsın…

Hayaller uzar Uzar da uzar Bakarsın… O siyahtan griye döner Uzaklaşır sen ardından Bakarsın… Yolda edindiği arkadaşlar olur Önce sevdiği sonra flörtte dönüşür uzar gider Sen cancağısım bakarsın… Hayaller ışık hızından daha hızlı, ötesinde Kırmızılaşmış, dünden kalan ruj iziyle Umursamaz bir tavırda uzar, sen bakarsın… Yorulur bir mola der Su içer kana kana, serinletir içini

Bakarsın… Read More »

Hatırlar mısın II…

Sevgim; Kayıp bir gelecekten sesleniyor şimdi Sevdiğini söylenmeye gerek duymadığı İfade edilmediği gerek olmadığı Bedenlerin konuştuğu ve öylece yaşandı ülkeden… Gerek var mıydı, bunca söze Yığınlarca kelimeye Saklambaç oynamaya bir şeylerin ardına Bir bakış değil miydi seni bana getiren… Sanır mısın? unutulur Kızgın kumlardan sıcak o öpüşme… Aldanır mı? insan tekrar tutsaklığa Bir kere tattı

Hatırlar mısın II… Read More »

Had bilmek…

Haddini bilmek diyorlar şimdi Yüce bir kavram… İlk kim düşündü acaba? Neye istinaden “had” etti bu kelimeyi Kökü Arapça bir kelime; bıçağın keskin ağızı Sınırlama, sınır koyma ve limit… Mecazi anlamlar yüklenmiş sonrasında Had bilmek veyahut haddini bilmek gibi Enine boyuna uzatırsanız………………… keskinlik olacak… Boy aynasında Bir koca siluet Düş devrilip dönüşüyor, düşünceye oluyordu şimdi

Had bilmek… Read More »

Hangi karakterin rolünü oynarsın canım…

Hep bir sorgulama Bir yarış ve üstünlük çabası… Ardı gelmeyen sorular Sorsan sebebini kendi dahi bilmez… Hayat veya yaşam, uzuyor mana sal Deviniyor sensiz Kendince bir döngü, parçası olduğunu bilerek İnkâr etmek… Bir şeyi olduğunu düşünmek İlişmek ucundan, bucundan Bazen haddini aşıp, yaratıcılığa soyunmak… Üremek zaten tanrı vergisi Sevgi ise tüm canlılarda bulunan bir hissiyat

Hangi karakterin rolünü oynarsın canım… Read More »

Kurt kocayınca…

Evvel zaman içinde, diyerek başlayan Sonra düne dönüp, hatırlıyor musun diyen Bugüne geldiğinde… durur her şey Yitmiştir zaman, yitmez denen Elden ve ayaktan düşmeye gör Alttan altı kuşak gelmeye görsün… Onca birikim Onca deneyim Zorluklar ve içinden çıkmaz haller Aslında birer olağan durumdan öte değil… Konu farklı olsa; Herkes ayam keser Söyle deneyimliyim Böyle tecrübeliyim

Kurt kocayınca… Read More »

Yabancı…

Ey sen; Ey bedeninden çıkıp bana gelen Sorgusuzca flört eden yabancı Sorular hayli ilginç, sebep sesten yoksunlar… Ey sen; Bakışlar şimdi firari Kaçamak hazırlığında gibiler Ya o duruşlar, sabıkalı belli Ya elinin dudaklar arasında gezinişi Yeni bir ufuk belirlemekte sanki… Ey sen; Ne o siyah gözlükler Nede elinin saçlarının arasındaki çırpınışı Seni oraya zincirler… Anlaşılıyor

Yabancı… Read More »

Dinginleşen ben…

Zaman aslında tek bir an dan ibaret İstediğin kadar kurcala Dilediğin kadar eklemeler yap Ve takıştır Değiştirdiğini zannet… Zannet diyorum çünkü Değiştiğini düşündüğün O, artık bir saat önceki ben değil! Bende artık O, değilim… Kan ne zaman kaynamayı bırakır Damar da durur “Bir başka gözle bakar kendine ve çevresine” derler Derler de onlar dediği için

Dinginleşen ben… Read More »

Suskunluk Yasası…

Neler sığmadı diyorlardı “koca ömre” Koca dediğim birkaç nefes Hani ha varsın… Ha yoksun… Anlık bir senkronizasyonun bitişi Titreşimin ihtişamını kaçırması “EX” diyordu, hekimler bu durum haline… Biz şairler, hiç öyle demedik Bizler içinse “İki ucu boklu değnekti” Elbet kavuşmaydı; özlemini duyduğumuz göçenlerin ardından Bir de geride bırakacaklarımız vardı… Bizden öte, candan öte… Can Susuzluğun;

Suskunluk Yasası… Read More »

Yasaların yasası…

Var oluş bir neden ilişkisi Emeklemek de öyle Öğrenmek gerek dış etkenleri Sonra varlık göstermek gerek! Bunlar olmazsa olmazlar Bir de senin üstüne koydukların var Sevmek gibi Sevilmek gibi Bir beklenti olmamak sızın paylaşmak gibi İnsan olma erdemi gibi Var da var! Yasaların yasası deniliyordu Hep bir meraklı bekleyiş Kurbanlık gibi bir bakış Sanki bulutların

Yasaların yasası… Read More »

Ne uğruna…

Unutamadıklarım Unuttum sandıklarım Geçti bunlar dediklerim Yıllar var… Zaman zaman yine sığındığım o liman… Anlatılmaz düşler Hayıflandığından, gözyaşına sığınan duygular Tenimin tadı var şimdi dudaklarımda, özleme inat Saklanıyor şimdi beynimin en ücra kösesine… Hiç gün yüzü görmemiştiler Hiç sevilmediler benden öte Hiç sohbet edeni olmadı Lakin mağrur ve dik duruşlu o çınar… Dedim ya… Hiç

Ne uğruna… Read More »

Scroll to Top
Open chat
Merhaba,

Size nasıl yardımcı olabilirim?