Neler sığmadı diyorlardı “koca ömre”
Koca dediğim birkaç nefes
Hani ha varsın… Ha yoksun…
Anlık bir senkronizasyonun bitişi
Titreşimin ihtişamını kaçırması
“EX” diyordu, hekimler bu durum haline…
Biz şairler, hiç öyle demedik
Bizler içinse “İki ucu boklu değnekti”
Elbet kavuşmaydı; özlemini duyduğumuz göçenlerin ardından
Bir de geride bırakacaklarımız vardı…
Bizden öte, candan öte… Can
Susuzluğun; bir damla suya özlemi gibi
Açın; zil çalan karnının lokmaya bakışı gibi
Aşığın; sevdiğinin gözünde yanan ateşle ısınması gibi
Ya sözlere ne demeli;
Üstat, suskunluk yasasını kullanır olmayınca…
Al takke ver külah
Ha belden aşağı veya olmayan içi boş söylemler
Daha nice tabirler sıraya girmiş bizleri de zikret diye
Suskunluk yasası işte,
İlham perisi eşlik etmeli
Gün geldiğinde şakramalı….
Hem de Özgürlüğe inat
Hem de Sınırsız hiçliğe
Bir de müjdelere yeni doğacakların çocukların ismi için…
Suskunluk yasası yerini bırakır, “ORGAZM’A”
Tüylerim diken diken
Melodi bir davet sanki
Bildiklerim ile bilmediklerim yarış halinde
Her şey durağan ve sessiz
Bir hissiyat sesleniyor…. Çok uzaklardan
Çok ama çok uzaklardan
Fısıldayarak kulağıma şöyle diyordu…
“Son ile başlangıç, Ölüm ile doğum”
Yok oluş ile var olma çabası
Hepsi topu topu beş saniyelik bir tık meselesi
Adını var sen ORGAZM de; öteki YARATILIŞ…
Şimdi form bırakıyor seni; yeri bir üst seviye zorluk derecesinin koynuna
Bir öğrenme gayesi; daha zorlu bir derece
Çaba ve özveri istiyor şimdi…
Yazar yine yazacak
Yönetmen kuralları yine belirleyecek
Oyuncu rolünü en üst perdeden bir performansla sergileyecek
Bunlar olacak rutin şeyler…
Fısıltı devam ediyor;
Hakkını kullanıyor;
SINIRSIZ HİÇLİĞİN SAHİBİ…KURAM diyordu…
DİNLE diyordu…
Seyret alemi
Karanlık maddeyi hisset…
Işının gizemi senin içini ışıtsın…
Işık günü aydınlatsın…
Mehmet AYDEMİR 10.09.2021 SAAT:12:13 bir üstattan gelen yeni bilgilerin ışığında günü karşılamak… iyi ki varsın… Dursun GÜLTEKİN iyi ki varsın…