Savaş zıtlığın sadece bir yüzü…
İnsan düşlemeye başladığında özgürdü,
Hem de “Hiç olmadığı kadar”
Geçenlerde duymuştum;
” Anne çocuğun nefes almasını sağlayandır,
Baba ise onun var olmasını sağlayan.”
Baba evin direğidir,
Anne evi yuva yapandır…
Ne alaka şimdi dediğinizi duyar gibiyim,
İyi, kötü olmadan bir anlam ifade etmezdi
Tatlı ile acıda öyle,
Hatta sevinç ve üzüntüde,
Biraz daha ileri gitsek; ŞEYTAN yok yere var olmadı…
Melaike oradan bakıyordu.
Duygular çift yönlü,
Her duyu çift etkileşir, çiftleşir hatta
Sevişmeler sebepsiz değil, bir amacı var
Özlenmek kadar, nefrette taşır, hissiyatını ta yüreğindedir…
Doğum ne kadar doğalsa, ölümde o kadar doğal bir eylem
Oluş bir ana sıkışmış;
Sürekli bir etkileşme, türeme, çoğalma ve tekamülden ibaret
Neye dönüştüğü bile bilinmeyen bir bilinmez denklem,
Bir portre,
Sörf ediyor şimdi yaşam şahnesinde,
Alabildiğine ÖZGÜR,
Duyuların koynunda Sınırsızlık da geziniyor,
Evet,
Bir başlangıç var ise ki varız,
Bir son ve sonuçta var tabi ki,
“Savaşma Seviş” diye bir söz ilişmişti yıllar önce kulağıma,
Savaşmak var olmanın ve yaşamın direği;
ANI; yaşanabilmesi için bireyin kendi ile çabası,
Uğraştı gaye;
O da kendi ile yarışıyor, zıtlık kuralında kendi içinde savaşıyordu öteki yüzü ile
Dualite ne yüce bir olgu; Devinim
Zaten oluş BARIŞA doğmadı,
Veyahut barış var diye SAVAŞ yok;
VAR OLUŞ;
Tam bir tohum, dünyaya ekilen,
Bir ham meyve,
Bir filiz açacak, göğe doğru
GÜNEŞ güne doğacak, içimizi ışıtacak
Sen bana hala savaşma diyorsun…
Ben dursam da içimdeki çocuk haykırıyor… “SEVİYORUM YAŞAMI DİYE”
Hala NEFES alıyorsan şanslısın…
Savaş, seviş, doya doya yaşa zıtlıkları,
Yarın olur mu bilmem….
“Sonra dönüp pişmanım deme kendine.”
Mehmet Aydemir 27.02.2021 saat: 12:26