Şairler ve siz…
Hep yarımdır aralarındaki ilişki,
Hep özlenen metafordur,
Bugüne dek hiç;
Tam tarif edilemeyen,
Hep “Biraz daha iyisi tabir edilemez miydi?” sorusu…
Sevmeyi; en iyi kim anlattı,
Aşkın; o hissiyatını kim geçirdi okuyucuya
Tutkuyu; kim anlatabilmiş aşığa
Ya hasreti; yaşayan o yüreklere merhem
Sabırsızlıkları kim beklemiş, Soğuk kaldırımlarda
Sıla beklenen oldukça, Özleme sarılan…
Sürgünlerde yaşayan; O yitik canlar,
Sözlerle flört eden, Yalnızlar,
Kayıp bir geleceğin çocukları,
Geçmiş ile gelecek arasına sıkışmış kalmış,
Anın o essiz tadını; asla YAKALAYAMAYANLAR…
Kendinden öte;
Sizden çalmayan
Suçu hep kendine yontup,
Verebileceklerini size sunan
Paylaşım meraklısı bir isyancı,
Bir avuç çakılla
Hayallerde yaşayan bir yelkovan,
Hep yakalanacağını zanneden o dedektif,
Lakin bilir!
Duygunun Yarım olduğunu…
Neden mi?
Duygunun iki kişi arasında bütün olduğunda; “artık bir SIR olmadığını”
Akla düşüyor şu sözler “iki kişinin bildiği SIR değildir.”
Beklenen ifadeler var,
Galipten
Wauw diyeceğimiz o sözcükler,
Essiz
Tamam işte bu diyeceğimiz;
Kayıp
Ama bir dakika sonrasında başka bir sözün gölgesinde kalmak…
Askıda kurumayı bekleyen;
O dünün günah çamaşırı,
Çocukların kafasındaki gizli his ve hazların;
Gün görenleri,
Hapis de dahi zincire vurulamamış o özgür düşüncelerin ulaştığı mertebe,
Prangalar artık sadece bedenleri mahkûm edebilir,
“İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” diyen o yürek,
Gem vurulamayan beklentilerdiniz…
Ya biz;
Hiç ulaşamadık sizin o küçük ellerinize,
Dokunamadık sizlerin zihninizde ki tama,
Hep eksiktik,
Hep yitik,
Hep kayıp ve uzak,
Şimdi köse başında, kafasını gösteren ecel;
Belirdi belli,
Vereyim size canı; can çağasım, ödünç
Bir de elimde sıkılı not; “Unutmayın beni, sizleri özleyeceğim”
Böyledir işte siz ile biz… bulutların üstündeki düşlerimiz…
Mehmet Aydemir 24.04.2021 saat: 15:13