Ölüm aslında bamtelidir, varoluşun…
Duygu;
Dün vardı; hem de güççü sorgulanmayacak kadar yüce,
Uğruna harcanan onca enerji,
Yüklenmişti bir sırt çantası misali,
Günü karşılayacaktı; gün doğrumuuuuuuu…
Ulak olacaktı güne; en serseri hali ile… Bir anlık…
Haz;
Hani derler ya; işte sana meydan okuma zamanı,
An da koy ortaya yapabileceklerini; doğan güneş hissetmeli seni,
Zaman bir anlık muamma…; dağılıyor… Yarıyor karanlığı…
His;
Hangar kadar koca bir yürek var diyorlardı; sığdırabildiğin,
İsteklerin; alıp verdiklerin… Muhakemesini bilemediklerin var,
Sınırlar sığmıyordu işte o yüreğe; hep bir tık ötesi, yakaladığın hedefin ardı…
Hal;
Hani demeye bile fırsat bulamadan yumurtlayan O düş,
Anlamlı veya anlamsızlıkların oluşturduğu bulut kümesi,
Ufukta dağılıyor şimdi; sorgusuz sualsiz…
Düş;
Düşmeye görsün bir kere; fikirse sonrası bilinmezlik
Üşümeye veya yanmaya görsün,
Şimdi ha oracıkta; neye dönüşür kim bilir?
Düşünce;
Dönüşmüştü;
Ürüyordu;
Şimdinin ötesinde bir yerlerden yansıyordu;
Üretiyordu en alasından;
Ne tesadüfe sığınabilirdin şimdi;
Cebine el atsan değişecek bir şey yok;
Elinde olduğunu zannettiğin galipten yansıyordu…
Ecel;
En nihayetinde bir manaya hizmet ediyor,
Cebelleşiyor, değişkenlik ve anlamsızlıkta ürüyordu,
En nihayetinde karanlıkta çoğalıyordu gizli kapaklı,
Lütuf dediğin bilmediğin; kendince bir mantıkta ürüyordu…
An da var olan yine an da;
Susuyordu;
Seyrediyordu;
Teslimiyeti yaşıyor;
Gözlerden ve mimiklerde mana buluyordu;
Hissettiğin ışı aslında girdiğin form;
Ulaşabildiğin NİRVANA…
Oda sadece anda sadeleşiyor;
Dinginleşiyor;
Duruluyor;
Ve……..; yine an da;
Türüyordu… Yetinmiyor öğretiyordu en alasından…
Dokunmak istiyorsan ANI yaşa… HAZ al, HİSSET, teslimiyet bir kurtuluş…
Yeni bir pencere ANIN dışında ulaşabileceğin…
Mehmet Aydemir 11.06.2020 saat: 16:31 Antalya Kaleiçi Varuna Gezgin Cafe’nin müziklerine binayen…Hissiyatım…