Masa Akademi

Ne uğruna…

Unutamadıklarım

Unuttum sandıklarım

Geçti bunlar dediklerim

Yıllar var…

Zaman zaman yine sığındığım o liman…

Anlatılmaz düşler

Hayıflandığından, gözyaşına sığınan duygular

Tenimin tadı var şimdi dudaklarımda, özleme inat

Saklanıyor şimdi beynimin en ücra kösesine…

Hiç gün yüzü görmemiştiler

Hiç sevilmediler benden öte

Hiç sohbet edeni olmadı

Lakin mağrur ve dik duruşlu o çınar…

Dedim ya… Hiç gün yüzü görmediler

Acep derdi var mı? diye soranı olmadı

İnsandır öyle ise, vardır bir istikameti

Her dağın ardı olduğu gibi… olmalıydı

Siz hiç sözden utanıp, sözü yuttunuz mu?

Siz hiç bakıştan utanıp, bakışınızı sakladınız mı?

Siz hiç yüreğinizden ürküp, dipsiz kuyuları tercih ettiniz mi?

Siz hiç kendinizden öte yürümek yerine, hep geçmişe yol aldınız mı?

Can ve canan

Bilemezsin ne zor şeydir yüreğe dur demek, özgürlüğe karşında iken

Özgürlüğü bilerek tatmamak

Özgürlüğü bilip, tutsak kalmayı kabullenmek

Bir adım ötesi… özgürlük, eşiği geçmemek…

Sınır koymak ne uğruna

Sen koyarsın da kim takdir eder

Senden önce gelen gitti zaten

Senden sonrakinin derdi, kendine yük zaten…

Hancı yolcu, Abbas yolcu

Kalanın derdi kendine ağır

Koy saki bir kadeh daha, desen diner mi özlem?

Bastırılmış her duygu

Bir gün gün yüzü hürmetine

Doğan güneş gibi yansıyor özgürlük, gözden şimdi…

Mehmet Aydemir 18.09.2021 saat: 01:13  Kırmızı odanın ötesinden…

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Open chat
Merhaba,

Size nasıl yardımcı olabilirim?