Hep bir uğraş,
Hep bir dört bilinmeyenli denklemdir,
Arzu, his, aşk ve sevmek…
Güzellik göreceli kavram;
Kime göre… neye göre…
Ruh diyordu üstat,
Kimine göre içinde olan çocuk, hiç elini tutmadığın
Kimine göre aradığı ruh ikizi…
Aslında denklemi oluşturan mana; enerjiydi
Arzu, istek, yaşam sevinci ve akışkan zaman…
Eylem ve sonuç oradan, köse başından baksa da,
Hani bir çileği vanilya şekere banıp; ısırmak gibi
Bir tadımlık…
Valla karamelin gözleri doldu,
Oda içindeki çocuğun arzu hissiyatı…
Dün bileklerine değen o tat işte,
Hani öpüp yaladığın,
Lakin gecenin geç saatine rağmen oracıkta tüten…
Kan damarda dolaşır, Isınır
Kor vücutlar, sateni içten içe kavurur
Bilekler kımıl kımıl, yanar
Dudaklar zaten hiç oracıkta değildi, kayıp
Tenlerin kokusu bu saatte birbirlerine karışmış, hasret
Bir çift çarpışan beden, neyin telaşın da…
Gözlerimiz yarı uykulu; pencereden sızan ışık
Saat günün ışıldadığını fark ettirmekte
Denklem daha çözülmeden, yitmekte
Koca altı saat, koca gece, tutsak şimdi…
Birden yatağın boş, yalnızlık
Düşlerimiz yorgun, çıplak
Ellerin bir şeyleri aramanın telasında; adı ümit
Dudakların ıslanıyor şimdi… Sen yitiyorsun
Düşlerim yitiyor,
Burnumda bir koku, tüter
İçime sinerken, hayalin belirir
Kalbim yanar… yanar işte
Cehennem acaba cennetin diğer adı mı?
Yoksa; cennet mi cehennemin diğer adı bilemedim!
Islanırken yanmak;
Yaşanmış o geceyi düşlemek; ürpermek
Üşüyorken yanmak…
Özlemler; şimdi kuruyan düşlerime merhem olma telasında…
Mehmet Aydemir 16.05.2021 saat: 14:58 bir düşün sabahında vücut bulmuş hali… karamel aromalı kahve vanilyalı kek ve sen