İlk kıvılcım…
Yazılıp çiziliyor onca şey,
Tecrübe ediliyor,
Sürekli yenilenen binlerce ihtimaller türüyor,
Türedikçe artan,
Artıkça devinen,
Ve doğuyor güne SEVGİ…
Cevap verebilir misin?
Neden güneş aydınlığa doğmaz?
Neden her seferinde katran karası… Karanlığa doğar?
SEVGİ…
Söylemi bile içimizi ışıtan,
Duyulup hissettiğinde”…..” Rengi kırmızının koyusu ATEŞ,
Bir bakıştır içeriden dışarıya yansıyan,
Öyle ki;
Bazen umut ekecek BEDENE,
Bazen bir abdalı katile çevirecek,
Bazen seveni soğutacak buz dağı gibi,
Bazen imkânsız denileni yaptıracak,
O denli cahil edebilecek ki düşün sahibini,
Bazen lügati muaşereti değiştirecek…
Öyle ki;
Masumların acısı olacak,
İnsanı doğduğu günü arattıracak,
Yeniden doğmak isteyecek kadar zalim olacak…
Öyle ki;
Hasret kalacaksın sevdiğine,
Bulduğunda iki söz yerine ona sarılacaksın,
İnciler dökülecek gözlerden,
Ya; kaybettiğinde”..…” yine öze sarılacaksın…
Doğum gibidir DÜŞ;
DOĞMAYA gör,
UYANMAYA gör,
KARANLIĞI aydınlatmaya GÖR;
Neden güneş aydınlığa doğmaz?
Neden her seferinde katran karası… Karanlığa doğar?
SEVGİ… Bilir misin?
Öyle ise haykırayım,
SİZE; SANA;
ONA; BUNA;
Uçan kuşa, böceğe ve rüzgara”…….”
Her şeyin bir sebebi var;
“Teklikten doğar”
“Ürer ve çoğalır”
“Haz ve hisse eşlik eder” yetinmez,
“Alaca karanlığa hükmedip” yaşar,
Ve ekler ardına;
Dualiteyi yaşatır; anlayasın diye,
Ayna olur;
“Yaşanır en alasından”
“Doğar ve ölür”
Özüne döndüğünde nemi olur… “TEKLİKTEN üreyen O MOZAİK”, “O BÜYÜK RESİM”
Aslında ilk gün kadar SAFTIR…
Yaşadığını zannettiğin ise düşün TUVALE yansıyan HALİDİR…
Patronu SEN,
Hala bana mı sorarsın;
“Neden Güneş her seferinde katran karası… Karanlığa doğar?
Diye…
Mehmet Aydemir 25.05.2020 saat: 11:01 gözlerimden güne doğan varlığıma itafen….