“Gem vurulmayan kısrak, çatlayana kadar koşar.”
Günün ilk ışıkları sızanken pencereden, güne merhaba demek
Kahvaltının ardında ayna ile vedalaşmak
Bırakmak kendini Akdeniz’in serin sularına
Sonra ısınmak kumların üstünde…
Öğlen vakti gelir çatar
Daha ne gördün ki “ne tadını alabildin günden”
Söyle bir salaş meyhaneye gitmek lazım
Birkaç duble devirip dünyayı kurtarmak…
Çakırkeyif olunca sohbete dem vurmak
Birazcık daha derinleşince konu
Yolluk için yol yapmak garsona“Yolcudur Abbas bağlaşan durmaz” derler…
Evet, gece karaya çaldı
Hesap vakti geldi, garson gözü bizdeIşıklar söndü sönecek
Sanatçı çoktan buldu evin yolunu…
Aşıklar bile söndürdü mumu
Mercimek falanda kalmadı fırında
Gece ağarmaya yakın
Bizler, nedendir bilinmez…
Sanki henüz mekân bulma telaşında…
Hapis kalmış şık iki dağın arasında
Tutsak olunca düne
Gelen günün müjdesi kaçacak
Bir Kızılderili ata sözü der ki; “Gem vurulmayan kısrak, çatlayana kadar koşar.”
Mehmet Aydemir 09.10.2021 Saat: 05:20