Elmanın iki yarısı…
Uçuyor her şey öyle uluorta,
Deviniyor,
Bir amaçça hizmet ediyor,
Meraklı bakışlar arasında alıyor yerini,
Hayret bu da ne; diyen gözlerde,
Uzuyor bakışlar,
Uzadıkça mana değişiyor,
Değişenden neler mi doğuyor?
Değişen nelere dönüşüyor?
Değişen neydi ki?
Ardı hiç bitmeyecek sorular…
Çoğalırken anlamadığımız;
Aslında hepsinin bir bütünün parçacıkları;
O resim;
Yani O tablo;
Oracıkta duran O;
NEYİ DÜŞLEMİŞTİ…
Makro’da ara diyorduk mikroyu;
Oysa mikro da gizliymiş makro;
Sade bir denklem gibi duruyor,
İç içe geçmiş matruşsalar gibi,
Öyle ise;
NEYİ DÜŞLEMİŞTİ…
Teklik kavramı arayışta,
Dualite ise tam oracıkta;
Bir bakış;
Bir düş;
Bire sığan kocaman bir hiçlikten;
Neyi türete bilirdi;
Neydi düşleye bileceği;
Öyle ise;
NEYİ DÜŞLEMİŞTİ…
Düş demişken,
Neler mi sığdırmak içine,
Hayallerimiz, rüya ve yalnızlığımız,
Hatta sevdiklerimiz, kin, nefret ve egolarımız,
Neler mi sığmadı içine…
Öyle ise;
NEYİ DÜŞLEYEBİLİRDİ BAŞKA…
Yasakta, sevapta
Hatta günahta,
Hepsi bir için…
Öyle ise;
NEYİ DÜŞLEYEBİLİRDİ BAŞKA…
Sen hiç yenildin mi yarına…
Senden öte SEN olabildin mi?
Sanırım oda kaybettiği yarısını aramakta…
Bir garip düşünü…
Mehmet aydemir 26.04.2020 saat: 19:00