Masa Akademi

Şiirler (Mehmet Aydemir)

Çift kişilik…

Çift kişilik… .Öz ..le …di ….ğim …..yer …….ler  var.. Özlediklerim var, Özlemlerim var… Acıtan, Buruklaşan, Beni benden alıp giden, Bir yerlere götürüp getiren, Öyle deli ve dolu .Öz ..lem …le ….rim var… Öyle zor şeylerde değildi Oysa Beklentilerim… .Öz …lem …le ….rim… Şu yuvarlak Dünya’yı DÜZ kılan… Yalnızlık Kime göre, Neye göre,  Bir bedende çift […]

Çift kişilik… Read More »

Kavuşmak…

Kavuşmak… Yaşıyoruz rastgele, Kimimiz planlar yaptığını söylerler, Kimimiz adımlarını bile ayarladığını, Falcılar bile gelecekten haberdar… Ya… Zaman… Geçmiş yâda gelecek… Bir portrenin üzerindeki fırça izleri mi? Son rötuş değimli onu anlamlı kılan… İnsanlarda birer karınca değil mi? Sürekli bir koşuşturmaca, Bitmeyen bir meşgale, Göç etmedikçe hala Yaş ..am …da  ….sın… Anlamlaştırmak; Dün geçti, Sen söyleyene

Kavuşmak… Read More »

Neyi bekliyorsun…

Neyi bekliyorsun… Ölüm tüm insanlar için var, Kimse diğeri için can vermedi, Paylaşım adı oldu; HAZ… Haz almak gerek andan, Şu andan ve hatta gelecekten, Neden mi? Şekilleniyordu beynimiz de; Düşten öte düşünce oluyor; doğuyordu güne… Haz duymak gerek yaptıklarından, Hesapsızca yaşamak gerek, Sonsuzluğa ekleme yapmak gerek; Götüreceklerin zaten düşün enerji hali; Oda dünde şekillenmişti…

Neyi bekliyorsun… Read More »

T-nrı T-nrı’yı gördü II…

T-nrı T-nrı’yı gördü II Sanırımızın ki koca deryayı yaratan düşlemedi, İyilik olsun derken bilmedi nasıl bir yaşam olacak, Dipsiz dilek kuyusu varsa; Elbette dipsiz bir kötülük kuyusu da olmalıydı… Zıtlık bir noktadan başlayan, Eşit uzunluktaki mesafenin uçları değil mi? Eşit demişken, İnsan iyi olduğu kadar kötüyü de bilmeli, Muhakeme etmeli, Ayırmalı ve karar vermeli; T-nrı

T-nrı T-nrı’yı gördü II… Read More »

T-nrı, T-nrı’yı gördü I…

T-nrı, T-nrı’yı gördü I… Yaşam bahsetmişti, hem de en alasından Kendi suretine benzer olan… “Kim bilgedir? Ve cevap verir; Her insandan bir şey öğrenen.” İçinde iyilik vardı elbette, Öğrenebileceği de kötülüktendi… Dualite;… Siyahta bir ışıktı kimsenin anlamak istemediği, Hem de öyle güçlüydü ki; Sırrı çevreleyen, Özünde hareket etmesini sağlayan, Saf olan ışığı varlılığının kanıtı… Kötülük;….

T-nrı, T-nrı’yı gördü I… Read More »

Var Git; Geldiğin Yere…

Var git; geldiğin yere… Dün gece gökte kaydı,Sonra süzüldü bir güvercin misali,İndi yeryüzüne,Kıpır kıpırdı yüreği; sığmıyordu gireceği bedene… CAN;Bu diyarda acımak yoktur,Zalimler kol gezer,Kol keser, hak yenir be CAN… Vakit yakınken,Henüz daha gün görmemişken,Kemiğe henüz değmemişken,Vakit bu vakittin be CAN… Bilir misin ne acıdır;Yalan söyleyen bir çift göze bakmakBilir misin ne çok can yakar;İhaneti yaşatana

Var Git; Geldiğin Yere… Read More »

Yaşamak Kimin Umurunda….

Yaşamak kimin umurunda…. Yanıyor,Can yanıyor,Söz uçuyor ıslak havada,Ve bu yaşam bize öğretiyor be dost… Yaşam her daim ilerliyor,Zaman geri gelmiyor,Yaşanmışlıklar birer lal,Her şeyin bir bedeli var; esip geçiyor be dost… Bazen boğazına takılır,Bazen mana bile bulmadan göçer,Bazen dağ gök olur; yıkar geçer be usta…Marifet kırmak veya dökmek değil,Marifet anlamakta değil,Marifet er kişi olarak; sende var

Yaşamak Kimin Umurunda…. Read More »

Karaoğlan…

Karaoğlan… İstanbul’da güneş hep aynı doğar boğazın ötesinden, Tarih 28 Mayıs 1925, Güneş sanki tarih yazacakmışçasına haykırdı güne. Ufukta beliren güneşle birlikte, Beyaz bir güvercinde açtı gözlerini yaşama. O güvercin ki mağrur ve sessiz, Bir gün özgürlüğün simgesi olacak gibi haykırdı. Ufukta… Bir başına, anıt gibi Atasını temsil ediyordu. Gözlerinde ufkun yorgun tebessümü gizli, O

Karaoğlan… Read More »

Ayrılık..

Ayrılık.. Bir kez daha hüküm verdiler                                                 bana… Suçum inanmak düşüncede Sevgiye, aşka, insana, Yolum yine Yedikule zindanı… Doyasıya konuşmak duvarlarla Düşüncelerimde yine yalnız,                                           sadece sevgi… Aylar sonra gördüm ışığı                                          Gözlerim yorgun         Hiç bıkmayan aslan gibi Kükrer açılır,                        tane tane, Bir an belirir yanı basımda İki çavuş… Birinin adı hasan, Diğerinin Mevlüt, Girdiler

Ayrılık.. Read More »

Vefasızlık…

vefasızlık… Sabah gördüm gün ışığını, gözlerim kamaştı Hala etkisindeyim günü getiren ışığın, Yansıması arayışa itiyor benliğimde Suskun arıyorum kapalı gözlerle Lakin cevap yok hala Herhalde tadını çıkartmakta vefasızlığımın                                                                M. Aydemir 09.02.2005

Vefasızlık… Read More »

İçimde…

İçimde… Filiz açmış sarı, kırmızı güller Yeniden yeniden, Doğar büyür çocuklar Mevsimleri hissedercesine Üşür, terler gönül Şahlanır… Yabani atlarla koşar Diyardan diyarlara, Zamanı tanır… Yön verir şarkılarla Sevdayı, dostluğu, hüznü Yaşar zindandan karanlık gecelerde Umut eker, Beyaz güvercinin eşliğinde Unutulmadı, Papatyanın, lalelerin enfes kokuları Buram buram sevdalar da                                                        içimde…. Yorgun hüznün kalıntıları Kesik minarenin

İçimde… Read More »

Ama…

Ama… Sivrildiniz bir an diğerlerinden, Davaları uğrunda dövüşen, Can dostu kalemleri, Yazdırdınız, kızdırdınız, Selamı hiçe saydınız, Bir asrın güzelliğini görmediniz Gülüp geçtiniz kahpeliklere, Son kurtuluş sanarak                                            ihaneti, Sarılıp koynunuza aldınız, Bizleri unuttunuz,                                            hesaplamadınız,                                            hoşgörümüze aldandınız, Bizim bir kurtuluş  savaşının;                                            çocukları…. Emanetin bekçileri, Damarlarımızdaki kudreti, Alevlerin ortasında bile, Sevgiyi eksik etmeyen, Ama

Ama… Read More »

Ümitler bitmez…

Ümitler bitmez… Kırmızı renk papağan; Kafesinde mağrur Yanına gelip gidene                               bakmakta… Yabani serçe ile konuşmakta Tartışmakta özgürlüğü Çınar ağacının dalından Öğütler vermekte serçe Kırmızı renk papağan; Kafesinde mağrur                               titremekte… Seslenmekte serçeye; “her akşam yosun koklamak nedir bilir misin” Serçe uçtu semada Bir süre sonra Kondu dalına çınar ağacının Baktı mağrur şekilde; Papağan bir

Ümitler bitmez… Read More »

Dürüstçe…

Dürüstçe… Geçmekte günler Yürek sığmamakta olduğu yere Dinlenmiş çayın deminde Efkar dağıtmakta… Ufukta görünmüyor Dermanı yüreğimin Hala arayıp taramakta Yelken açmaya devam etmekte Zorlar aralanmamış kapıları Ufkun sonuna varmak hedefi; Bilinmez umutlar denizinde                                                   yol almak; Deveye hendek atlatmaktan zor… Geçmekte günler Yürek sığmamakta olduğu yere Tekrar tekrar dalmakta Umutlar denizinde Yılana sarılmaksa çare Boğulmak

Dürüstçe… Read More »

Dost…

Dost.. Tophaneden bakmaktayım Limana bir an; Coşkusunu, cefasını görmekteyim Yürümekte insanlar Günün yorgunluğunu atmak için İçmekteler sigaralarını, çaylarını Kimi seslenmekte garsona Patates ve birasını söylemekte Buram buram yosun kokmakta                                                              liman; Gemiler, tekneler yüklenmekte                                                   yeni güne; Koşuşturma sürmekte Aşıklar dalıp hayallere Unutup tüm olayları Sarılmakta birbirlerine Anne ve babalar sevmekte                                          çocuklarını; Limansa beklemekte

Dost… Read More »

Karşı kıyılar tebessümde…

Karşı kıyılar tebessümde… Deniz durgun; Öfkeli, hırslı, Günün ardından, Beş çayına oturmuş, Tüttürmekte sigarasını . Gemiler demir atmış kıyıya,                                                limana, rıhtıma… Bir rüzgar esmekte, Akdeniz kıyılarından, Yolcular terk etmekte                                         birer birer, Doluşmakta barlara                                       Balık Restoranlarına . Yeni başlamakta gece, Doyasıya eğlenceler, Kadehler dolup taşmakta, İhanetler çıkmakta en doruğa, Kıskançlıklar, ayrılıklar, Gelmekte şeke

Karşı kıyılar tebessümde… Read More »

Dinazorlar…

Dinazorlar… Benim benden başka                       dostum yine ben… Tepeleri, dağları, Yürürken, aşarken, Bulutların gölgesinde Koşarken; Bir ben kaldım, O zamandan geriye… Benim benden başka                       dostum yine ben… İhaneti, aldatmayı, İnsanları kandırmayı, Onlarla oynamayı, Kınayan; Bir ben kaldım, O zamandan geriye… Benim benden başka,                       dostum yine ben… Sevgiyi sonsuzlukta ararken, Yalnızlığı içine sindiren, İnsanlara

Dinazorlar… Read More »

Vuracaksan vur hançeri…

Vuracaksan vur hançeri… Yanıyor içim, Çatırdaya çatırdaya, Ya kalbim, Bir şarkının sözlerini söylüyor, Dudaklarım suya hasret, Ellerim titriyor, Gözlerim yine ufukta, Arıyor gemisinin kaptanını, Dizlerim direniyor                                  bedenime… Can ayrılmış bedenden, Can suyu, Canan yok, Aynanın berisinde, Renkler iç içe girmiş, Aynaysa buğulanmış, Kalbim feryat ediyor, Bir şarkının sözlerini yazıyorum, Can ayrılmış bedenden, Can suyu,

Vuracaksan vur hançeri… Read More »

Aşkın savaşçıları…

Aşkın savaşçıları… Bir devrin Kapalı kutularıydık, Öfkemiz içimizde, neşelerimiz de . Yaşanırdı sevgiler, Boy boy fidanlar filizlenirdi, İlkbaharın o muhteşemliği  ile. Ayrılıklar da öyleydi, Yaprak dökümü, sert rüzgarlar Beklerdi sonbaharları. Yazlarımız eksikti, O doyasıya eğlencelere                                     katılamadık. Kışların o beyaz karları, soğukları İşlerdi içimize, Kapalı kutular gibi.                        M. Aydemir     28.05.97   sevgili kardeşim Burcu’ya

Aşkın savaşçıları… Read More »

Hissetmek gerek…

Hissetmek gerek. Bir piyanonun tuşları Bilir yitirmişliği… o dokunuşu Candan olan dostluğu. Usta ellerin, aceminin… istediğini…  tozla kaplansa Yenik düşse de kötülüğe Yıllarca gelişini beklese üstadın Ellerin hasretini yaşasa Yitirmişliği, eksikliğini parmakların O dokunuşu Candan paylaşılan dostluğu Acemi ve usta ellerin… istediğini… Tuşlardan gayri kim bilir.                                                                                              M. Aydemir    16.05.97  s:22:58

Hissetmek gerek… Read More »

Süzülsün artık…

Süzülsün artık… Arınmak istiyor                          yüreğim… Bütün duygularım, hislerim                                                 hayallerim… Zamana meydan okurcasına Yılların geççisini takip eden                                  sınır tanımayan beynim… Yorgunluk düşmeden Yorgunluk nedir bilmeden Bir noktadan diğerine koşan bedenim… Çıkmış yeni bir yolculuğa İçinde yeşillikte, çoraklıkta Çölleri engel kabul etmeyen Buz dağlarını eriten Sonunu görmek pahasına Acısını, sevincini Hatta göz yaşlarını                                

Süzülsün artık… Read More »

Hangi kader..

Hangi kader.. Kader diyorlar Ne var ki biliniyorsa Gönlünün sahibi, padişahı Öyleyse ne arıyorlar; Milyonları bağrında yaşatan                                                        dünyada. Her şey yazılmışsa Neyi değiştirebilirsin ki Neden farklıdır; Niçin heyecan duyarız                                farklı yerlerde. Anlına kazılmışsa Ne düşünürsün Yaşayacaksın ya her şeyi Akıl boşa verilmiş                              bana, sana,ona, herkese Tanrım, rabbim… Bir şeyleri yanlış yaptı herhalde

Hangi kader.. Read More »

Avutmak…

Avutmak..                                                 Duygularım ağlıyor Hapsedilmişlik kokan yürekte İsyan eder bazen Elinde 7,65’likle kovalar beni… Bilmem neden, niçin Güneşli günlerde değil Yağmurlu havalarda da                               kovalar gölge gibi… Ateşler yakar Ateşe odun sürer Bir dağın derdine benzetir beni… Yalanlar söyleyemem Ama gösterdiği yollarda yürüyemem Gözlerime gönderdiği mektuplara Bir kelime bile cevap veremem… Duygularım ağlar Kendi kendine

Avutmak… Read More »

Sevdanın hapsinde..

Sevdanın hapsinde… Sanma canı çıkar,                               mahpusta… Kurşun acı vermez,              düşman elinden… Kaçmak çare değilken, Aramak kaçış yolu, Karanlıkta volta atmak, Gündüze isyan değil, Almış yükünü, Sırtlamış en ağırını, Vurmuş sevdasını çakıllı avluya, Volta atar atar durur… Yarin sesi yankılanır, Duvarın ötesinden, Kalpte yara kanar, Yüzü, eli solmuş, Can katacak görüş günü, Kalmış yine

Sevdanın hapsinde.. Read More »

Scroll to Top
Open chat
Merhaba,

Size nasıl yardımcı olabilirim?