Masa Akademi

Şiirler (Mehmet Aydemir)

Bitti dediğinde başlar…

Bitti dediğinde başlar… Uzak Uzaklardan Çok uzaklardan Bir flütü üfleyen nefesten yayılır, yaşanmışlık yaşama… Ses titreşip karışırken atmosfere Hafızalardaki lezzetin tadı, düşer O gecenin kokusu, tüter Sevdalının ahenkli hareketleri, yitik Uyumun ötesinden bir ton… Uzak Uzaklardan Çok uzaklardan Getiriyor şimdi anıları… Kime göre, neye göresi yok Bir zihnim var, birde benim alt benliğim Yalın ve […]

Bitti dediğinde başlar… Read More »

Ötenazi…

Doğum her canlı için ilk varoluş sebebi Nefes almak, sonraları egoyu sunu yaratmak Koca bir yaşam var diyecek önünde İhtimaller denizin tadını tadacak, yetinmeyecek yaşayacak En alasından koca bir okyanus, gezmeye vakit yeter mi? Adına yaşam dediğin bir oyalamaca Bir meşgale, hem de çift taraflı keskin bir bıçak İki yüzü de bir amaçça hizmet eder

Ötenazi… Read More »

Yitik…

Bir yerlerde eksik Bir şeyler vardır kayıp Bir koca derinlik Gizlenir karanlık ile aydınlığın arasına… Çığlıklar sessiz Uyku sanki volta atar Özgürlük sığmaz kendi içine Uzar, uzadıkça küçülür… Dokunulmak ister Dokunulduğunda hissedilmek Dokunulduğunda gözle görülen Var olmak ister, sanki anlatacak bir nefeste… Suç ve ceza Kime göre, neye göre Kim koymuş bu kuralları, sonuç soyut

Yitik… Read More »

Tereddütlü bakışlar…

Hayal ile gerçek arası düşlerin, teredütlü Arınmak ister korkudan, imkansızdır Tutabilir misin cızılayan yanını?  Inceden bir isyan, nereden eser yel bilinmez Can dediğin nedirki… Düşlerin var Elbet hesapcızca geçer zaman dediğin… Karışık karma duygulardır, geçmiş ile gelecek  Üşüyen hislerdir, bedenin değil Bir başka acıdan bakamazsın, yalın olan andır Rol ise içinde olduğun durum Anlam yitirir

Tereddütlü bakışlar… Read More »

fatma gİrik

Ezo gözlüm…

Fıtratında vardı, dik durmak, adaleti savunmak Adaletin varlığı, umuttan doğan çocuğu Tanıklık etme! Dokun emeğe, sarıl dürüstlüğe Masumiyet gözlere yansır, haykırışlar orda hayat bulur Af etmek yürek ister… “yansımalı bakışa” derdi Ağlama ezo gözlüm… Yumma o güzel, boncuk menekşe gözleri… Gelecek anda şekillenir, “inanmadığın rolü oynama” İş “Elden gelmez deme” derdi, soyun, giy ve oyna

Ezo gözlüm… Read More »

Ötekilestirmek

Ötekileştirme…

İnsan çok acımasız bir varlık Neden mi? Gözleri olduğundan her şeyi iyi bilir… İnsan; dili vardır İstediğini söyler… İnsan kendini Kafdağı’nın tepesinde görür Neden mi? Bilmez ki doğarken de, ölürken de çıplaktır… İnsan egoları ile vardır… Doğru Egosuna yenilir, ama bunu asla kabul etmez… Ahkâm keser durur, Şöyleyim, böyleyim diye. Ama hiç o kişi olmamıştır…

Ötekileştirme… Read More »

HİLELİ

Hileli

 Düne dair ne varsa Bugüne dair ne varsa Yarına dair Yaşama dair Hatta bilim ve evrime dair; Hileli… “Oluş için sebep gerekliydi” dediler Varoluş adımları idi  nefes; günümüzde Olacaklar gölgesiydi oluşun, yansıyan Yani tüme varım hileli… Kusursuzluk bir deyim Kusursuz ne olabilir ki; terazinin varsa iki kefesi Denge ne kadar daha sürer Sürmeli mi? Kalmalı mı?

Hileli Read More »

frida kahlo1

Frida’nın ikizyüzlü kesikleri…

Bugün aynaya düşen görünüşüm Dünden kalan kesiklerimden, narin ve hoyrat Onları üstümdeki urbam gizliyor… Ya aynaya vuran, içimdeki ikiz ruhum Derinlerden haykırıyor, günahkâr Her bir kesiklerin acısı; ayrı ayrı vuruyor gün yüzüne… Sen gördüğün beni tanırsın Ya içimdeki ikizlerin dışa vurumu, itaatsiz söylemleri Düşleyip haykırdıkları ve sınır tanımayan hırçın bakışlar… Bazen susan benliğim Susup tutsak

Frida’nın ikizyüzlü kesikleri… Read More »

Veda busesi…

Bir sen sığmadın şu Dünya’ya Bir de senin kendinde saklı düşlerin… Gün geldi kırıldın, sustun Gün geldi isyan ettin, baktın uzunca süre Hep bir anlam verdin, olmalıydı dedin… Ne hayallerin vardı oysa sınırsız Ufuk gıpta ile bakardı sana, sen ise ötesi sevdalı Renklerin uyumunu isterdin, takıştırıp yakıştırırdın Cümlelerin anlamı vardı sende, ona göre dinlerdin Afacanlık

Veda busesi… Read More »

Bilgisiz Farkındalık…

Doğan güneş ufuktan başını kaldırmıştı derler Oysa güneş hep aynı yerindedir Güneş ne batar, nede doğar Değişen dünyanın eksenidir… Aşk derince bir hissiyat Uğruna nice riskler aldıran Kimine göre, neye göre var Yokluğu; varlığı kadar halden anlamayan bir muamma… Yaşam hiçbir zaman durmayan Akışkan Değişken Evrimleşen Olgunlaşan ve hatta dibine düşen Bitti dediğinde yeniden başlayan…

Bilgisiz Farkındalık… Read More »

Özlenmek II…

Zaman acımasız değil, hiçbir zaman Zaman şahitlik eder, olacaklara Olmuşlar ise anılarda saklıdır, zihnin derinliklerine işler Özlemek / Özlenmek Göreceli kavramlardır… Kayıplarımız var, paylaştığından anıları Bölüştüklerimiz var, bir bütünü Ödeştiklerimiz var, içimize sığmadığından Birde hep eksiktir, hiç ulaşılmadığından… Özlemek / öz/lemden/dir Özel/dir bir bedene sığdığından… Özlenmek ise yüce kavram Öncelikle bir gönülde yer almak Sonra

Özlenmek II… Read More »

Adalet…

Bugün sana lazım diyenler, bilmez misiniz Ozan söylemiş “Gün gelir sana da lazım olur.” Diye… Adaletin olmadı yerde, türküler söylenmez ÖZGÜR Meyveler tatsız, dualar manasız, fikirler kayıp Düşünceler zincirlere vurulmuş, diller bağlanmış, Doğan güneş kırmızı, gün kara ve bulutlar ağlar şimdi… Adalet dil, din, ırk ve mezhep tanımaz Bugün doğuda Kürt, Alevi, Ermeni, Kuzeyde Laz,

Adalet… Read More »

Özlenmek I…

Gözü peklik değildi, özlemek Delikanlılık etmek ise hiç değil, eğer mertlik ise söylemek Haykırmak bazen çare değil Gözünden sakınmak / sahibi olduğundan… Tütüyor uzakta, hiç sönmediğinden Uzuyor bakışlar, hiç sanki geçmemiş zaman Asi hala, sorsan can bedenler ayrılmadığından… Dudaklar nemli ve ıslak / arada kuruyan Yürek içten içe sarmal / birde meraklı Bir girdap tek

Özlenmek I… Read More »

Ağlama duvarı ağladı…

İlklerin ve oluşların özüdür T-NRI; Mazideki yeminlerin yükü Şimdilerin içinde bulunduğu hal Çocuklarımızın gelecekteki gülüşleri Sondan önce sevişmelerin busesidir… Her kul affet der T-NRIYA; Kul hesap vereceğinden af dileyebilir Kul ağlar ve içten temizlenir günah ve kirden Lakin bakanlar ve başkanlar; Devlet ağlama duvarı değildir başta isen… Son yıllarda bir söylem çıktı ortaya Önüne gelen

Ağlama duvarı ağladı… Read More »

Kokusuz düşler…

Düşmüşlerdi bir kere dünyaya Kimimin zikrine, kiminin fikrine Akıl haykırırdı essiz ve nadide bir örnekçe sine. Düş çıplak hatta nü Hoyrat ve çılgın, dönüşmek istercesine Gem tutmaz ve özgürlükçü firari. Var olma hissiyatı Var olabilme ümidi Var olunca ortaya koyabileceğiz bir aşk adsız. Henüz ağlamamışken Henüz sana ninni söylenmemişken Henüz sen bir şeylere anlam verememişken

Kokusuz düşler… Read More »

Beyaz gömlek…

Tarihe bir not alalım, beyaz ton sesinden “Ey Türk gençliği” diyen Atamın… Ve SİZ ülkemin gençliği bilin Özgürlük için yola çıkıldığında; 19. Mayıs’ta Samsun’dan Cephe de Sırt sırta veren ecdadın Kurtuluş savasında dökülen kanlarımızda din, dil, ırk, mezhep ayırmadı… Bir notadır; Anadolu’yu uyandıran; o çığlık” Karaoğlan nirede HA evlatlar” diyen ananın Tarih toprağa yazar beyaz

Beyaz gömlek… Read More »

Emanete ihanet edilmez…

Kanar, inceden bir sızı Uzar, bulutların ötesinde hür Tükenmez, hasrettir inceden kar altında saklı Can işte, suskun ve mağrur bakar… Gözlerin kapanır, ben düşünürüm Gözlerin yeşil veya mavi bakar, ben düşünürüm Uzar bakışların, inceden ben düşünürüm Sen hayal edersin sevgiliyi, ben diye düşünürüm… Düş emanet, hiç bilmediğin sırların hazinesinin bir parçası Düşler bir yumak, hiç

Emanete ihanet edilmez… Read More »

Düşünceler de ağladı…

Bir söylem, bir kaide idi devletlik Görüş değil, Bir sağ veya sol benimsemesi de değil, Bir ana fikri temsil ederdi. “Babo” Devlet adamlığı ise namus, adamlık idi Hatayı kabul etmezdi, Sebebi evlatların bekler “Babo” gibi… “İhtarname çeken TÜRK halkı” Siz ey adamlar Ey kravatlılar Ey koltukların üstünde oturanlar, bilmez misiniz emanettir o; Tanrı vergisi nefes

Düşünceler de ağladı… Read More »

Neyin, Neresindeyiz…

Bir poyraz aldı seni benden Dalıp gittim yine dalgalara. Bekler insan, umuttan Umut eder, zamandan Zaman şimdi şu an hain, gaddar üstelik… Öldüm mü? Bilemedim Cimdik attım bir an bacağıma, canım acıdı. Böyle hissedermiş galiba insan, heyecandan Heyecan biraz sonraki, gelecek Gelecek dediğin bir muamma, en alasından Teslim oluyordu mana dalganın turkuazına ve koynuna şimdi…

Neyin, Neresindeyiz… Read More »

Islanırken yanmak…

Hep bir uğraş, Hep bir dört bilinmeyenli denklemdir, Arzu, his, aşk ve sevmek… Güzellik göreceli kavram; Kime göre… neye göre… Ruh diyordu üstat, Kimine göre içinde olan çocuk, hiç elini tutmadığın Kimine göre aradığı ruh ikizi… Aslında denklemi oluşturan mana; enerjiydi Arzu, istek, yaşam sevinci ve akışkan zaman… Eylem ve sonuç oradan, köse başından baksa

Islanırken yanmak… Read More »

Kendi Yalanına inananlar…

Kendi Yalanına inananlar… Önce fikirlerini, sonra Zikirlerini sattılar! Dövüştüler kendileri ile, sonra İdeallerini 30 yıl barikatla kapattılar! “Para elin kiri dediler”, sonra Kölesi oldular! Söylemler bir gaye, boşa söylenmezdi, sonra Olmayan köyün yolunu yaptılar! Yalancı köyün kavalcısı geçmiş seyre, Elinde kavalı bakar deyü deyü… Namus işçisiyiz fabrika ve tarlalarda, sonra Borçlarını bize ödettiler! Elimiz çamurlu

Kendi Yalanına inananlar… Read More »

Gecenin karasında kaçak düşlerimiz…

Gecenin karasında kaçak düşlerimiz… Kimse bilmez, dert anlamaz Gönül bu aka da konar, karaya da Düşmeye görsün sevda… zifiri karadır Göz görürde, akıl almaz… düşer pusuya Aşk bu, Pusuya yatmış… elleri açmış Hiledir arkadaşı, köse başını tutmuş Sevk ve haz ise sokak başını… lakin titrek Tutku ve teslimiyet ise… dünden yenik Her şey gibi; gecelerde

Gecenin karasında kaçak düşlerimiz… Read More »

Yanık düş…

Yanık düş… Düştü, beynime derinlerine Yazık az önce gerçek idin Biraz sonra gelecek olacaksın Ta derinliklerinde yaşanmamışlıkların… Of diyen dudakların puslu ısısı, Susma Aynalara yansıyan gülüş, beni benden alma…. Bilmez misin, derinlik sığ bir ifade Gelenler bir haberdardır dünden Ölenler ise yarınlardan Hepsi bir muammadır en alasından… Of diyen dudakların puslu ısısı, Susma Aynalara yansıyan

Yanık düş… Read More »

Scroll to Top
Open chat
Merhaba,

Size nasıl yardımcı olabilirim?