Yartıcılık… Her varlık kendi yaşam dünyasında Düş ve düşüncelerine koca anlamlar yükler Yüklemekle yetinmez, dahasını ister Her varlık bir gizem taşır… Yaratıcılık bir adım berisi oysa Ne düşleyeceğini Ne düşlediğinden ortaya çıkacak olanı Düşünceye dönüşünce üreteceğini Ve…. Daha fazlasını… Yaratıcılık bir adım berisi oysa İki parmak şıplatmakla değil Oluş hiç değil, Sevmektir. Sevmek derken kaybetmek […]
İsyanlarda… Öfkelenmişim yine bir gece yarısı Uyanmışım birden o eşsiz rüyadan Soluk soluğa kan ter içinde bulmuşum kendimi Yanımdaymışsın gibi hissetmişim, birden * * Yıllar söndürememiş içimdeki derin hasreti Okyanusların enginliğinde boğulmuşum Hayal etmişim seninle geçen günleri; yanımdaymışsın gibi İsyanlardayım yine bir gece yarısı * * Şimdi ise oturuyorum güzel ve sakin bir
Dokunuyor… Kimse bilmez, kendinin dışındaki birinin derdini Kendininki ağırdır. Acı oysa göreceli bir kavram Kime göre neye göre Ahlaki mi? Yoksa eylemsel mi? Birde içsel acılar var, aşk ve vicdan gibi Herkes farklı yaşar, Farklı değiştiğinden mi? Yoksa farklı değerlerden midir bilinmez! “Bildiğim tek şey, bilmediğim” demiş usta Yaşam göreceli; Nefes almakta yaşamak Bir lokmayı
İçimdeki Tanrı… Düş, yaşamın kocaman bir hiçlik havuzu İçindekiler; Alabildiğine essiz ve bir o kadar kudretli Olabilecekler benim algımın ihtimalleri ile sınırlı Algılayıp yapabileceklerim kadar Farkına varıp uygulayacaklarım kadar Kadar derken bile; manasal olarak, her ana verdiğim deger kadar… Düşüncelerim, yaşamın sahneleri İster sahne tanımı de, ister devinim veya eylem Hepsi benim; Her ana verdiğim
Deva… Zor iştir deva olmak Neden mi? Önce derdini bilmek gerek Sonra o olmak, onun yüreğinden anlamak Empati kolay bir tabir; Lakin, Bilmezler, anlamazlar ve anlayamazlar Neden mi? Önce yaşamak gerek Güneş olmak, ışık tutmak Onunla bir gün geçirmek gerek Acısını, zorluğunu ve katlandığını hissetmek… Lakin, Bazen bir an Bazen dakikalar Bazen gün daralır… Dar
Arayış… İsyanlarım var haykırmaya kıyamadığım İsyanlarım var henüz güneş yüzü görmemiş İsyanlarım var bana benden uzak… İnsan düşünün esiridir derler İnsan düşünün delisi olur derler İnsanlar derde der… Oysa ne kadar basit bir meseledir düşlemek Düşlemek; kime göre neye göre basit Basit kavramının manasal degeri….? Kimi bir düşe sığdırır hayatı Kimi düşlediği hayatın peşinde firari
Düşleyenime… İçimdeki çocuk bir serzenişte, gizlice kurgulamakta bir şeyleri Hani derler ya alabildiğine özgür… İçimdeki çocuk haylaş, yetinmiyor az sevgiyle Hep daha fazlasını isterim çabasında… İçimdeki çocuk asi ve katlanamıyor, tutsaklık kelimesine Fena gider yapıyor, kısıtlama ve engellere Bir o kadarda geri kafalı, önüne sınır çizildiğinde… İçimdeki çocuğun hayalleri varmış Öyle böyle değil elli yıl
Zaman bir busedir… Bazen vedalar, yeni bir heyecana açılan kapıdır Bilmezsin getiri ile götürüsünü Anlık bir boşluk yaşar insan, buruk bir korku Senaryonun tetikliyici olaydır aslında… Bazen kavuşmalar, yeni bir doyuma gider kapıdır Neler üretecek veya götürecek senden Hani gözlerde düşecek veya yanakta bir gamze oluşturacak İçindeki çocuğun dışa vuran yüzü… Bazen ise ince uzun
Zaman Bir Busedir… Read More »
Değişme… Her şey değişiyor Sen değişiyorsun Dünya değişiyor Doğru bildiklerim ve düşlediklerim… Değişmeyen tek şey sevgim Hala aynı yerde, aynı yoğunlukta O ilk bakışın arzusundaki güçte Benliğimin derinliklerinde bir his değişmeye karşı direniyor… Her şey değişir diyorlar İnsan değişir, duygular ve hisler farklılaşır diyorlar Paylaşımlar değişir, arkadaşlık ve dostluklar Evet, değişim kaçınılmaz bir kelebek etkisi…
Boş Fıtratlar… Fıtrattan bahsediyorlar, bildiklerinden mi? bilmiyorum İlla bir eşleştirme çabası sürüyor Gerçek oysa Oracıkta duruyor, dokunmak yürek ister Engel koymak ve yok saymak işin en kolayı Nihayetinde Tanrı biliyor… kul bilmesede… Gülmek veya güldürmek Üzüldüğün halde içten gizlici ağlamak Lal olmuş içinde gözden içe akan damlalar Ta uzaklarda… hikayenin içinde senin siluetin El verse
Ruhlar mı kayıp? Yoksa… Çok garip bir gece Dünden kalan o arsız ruhlar Dünden güne gülen o sohbetler Dünden kalan ne varsa, kayıp… Çok garip bir gece Uçuşuşan onca argo kelimeler Onca günah ve sevaplar Dünden kalan ne varsa, kayıp… Çok garip bir gece Ilık bir o kadar nemli esiyor yel Bir o kadar davetkar
Ruhlar Mı Kayıp? Yoksa… Read More »
Aklımda deli sorular II… Ahlar ve vahlarla geçen onca zaman Oysa bir tebessüme bakar… Bir içten gülüş nelere katii Bir içten söz ne kapılar açar Bir içten paylaşım için insana neler verdirttirir Aklımda deli sorular var Benim bile cevaplarını benden gizleyen… Bir karşılıksız yudum su veya lokmaya Bir karşılıksız aşk ve sevgiye Bir karşılıksız dalganın
Aklımda Deli Sorular II… Read More »
Gri haykırıyor, duyan yok… İnce bir sınırdır sevmek Kime göre, neye göre bilinmez Berisi beyaz ama adı AŞK Ötesi koyu kara adı SEVMEK… Bir ortasını bulan, bilen yok Oysa gri oracıkta işte Duygulu, magrur ve isyanken Haykırıyor tüm VARLIĞI ile… Gri demişken Grinin adı yok; Anasını babasını erken kaybetti öksüz Dik duruşu onun dışa vuran
Gri Haykırıyor, Duyan Yok… Read More »
Aklımda deli sorular Kimse bilmez aklınızda olanları Bir ben bilirim Birde deli düşüncelerim… Aşk acısı geçer diyorlar, belki öyledir Bir sen gelmedin Birde ardında bıraktığın kokun Aşk acısı geçer diyorlar, belki öyledir Bir senden kalan O bakış Birde arda kalan o gizli kaçamak bakışların hazzı Aşk acısı geçer diyorlar, belki öyledir Şimdi her şey değişti
Aklımda Deli Sorular… Read More »
Göçebe Sevgilim… Dünden kalan ne varsa eksik Dünden kalan sohbete takıldı gönül Şişede durmayan mey, haykırmakta Sakinin elinde, dağlıyor özlemini şimdi… Dünden kalan efkâr Şimdi Günyüzü görmekte O bakışlar sanki bir ok Hedefi on ikiden vurmakta şimdi… Her er kişinin bir ütopyası var Ego dediğin yenik düşer özleme Her er kişinin ulaşamadığı aşk Uğruna can
Vicdan… O kadar; koca ve büyük bir kelime Kime göre neye göre değişiyor; denilen Ama aslında çok sade ve net… Adaletin terazisi denir, değil! Dürüstlüğün simgeler denir, o da değil! Samimiyetin durusu denir, hiç olmadı o da değil! Vicdan… Er kişinin niyeti Er kişinin verdiği değer Er kişinin sevgisinin dışa vurumu Er kişinin duyduğu hissiyat
Hastalıklı Düşünce II… Anlamaya çalışıyorum Sağlıklı ile hasta düşüncenin farkını… Kime göre, neye göre değişiyorsa Neyin doğru kavram ve anlam olacağını… İnsan yani yarı tanrı biz, ürettiğini iddia eden Sentorlar İddia etmekle kalmayıp, her düzeni bozan Harmoni deyip, renk mozaiğini oluşturduğunu ilan edip Evet, belki haklıdır dedirten… Lakin bir genel geçer kural vardır Değişim kendi
Hastalıklı Düşünce II… Read More »
Hastalıklı Düşünce I… Anlamaya çalışıyorum Sağlıklı ile hasta düşüncenin farkını… Kime göre neye göre değişiyorsa Neyin doğru kavram ve anlam olacağını… Bir mantık, bir norm ve asgarisi olmalı değil mi? Varsa ki yaratılmıştır, adına duygu denen hissedilendir Her düşün iki kutbu vardır ki; adı ise (+) / (-) dir Yani sağlıklı (+), hasta ise (-)
Hastalıklı Düşünce I… Read More »
Seviyorum II… Mana; Ne yüce bir kelime, aç açabildiğince Yarat ve yükle içine doğruyu bildiğini, yanlış ile… Evirip, çevirebilirsin alabildiğince Ya sonrası yok, eklemeler yap… Hangi yönüne ne ekliyorsan, diğer yönüne de karşıtını ekle Mana şimdi anlamını dengelemekte… Değer; Ne yüce bir kavram, verdiğinin karşıtı ise Verdiğin ne, ne kadar, ne için ve neden Aslında
Dünya hali işte Kimsenin yedi emin bilmediği, O duygun dolaşır hücrende Bazılarının kâh yüzünde hayat bulur Kâh sözün içindeki o kelimede Bazılarının öfke patlaması veya ağlamasında… Dünya hali işte Bazen şairin dizelerinde, şarkısının sesin tonunda Ressamın tuvale yansıyan ifadesinde Müzisyenin makamına gizlenin Mani, öykü ve masallarda yaşar… Dünya hali işte Herkes kendince yaşar Kendince özümser
Her insanın hoyratça söyledi şu kelime Evet, söylendiğinde koca anlamlar Kocaman mana sal yüklemler Anlatılmak istenen makro düşler veya hissiyatlar… Evet, kelimeyi zarf eden için bir anlam yüklü Kime söylediği Kime ne ifade etmek istediği Kime ne hissettirmek istediği Veya hissettirdiği… Hepsi koca bir muamma tek taraflı… Her söylem içten dışarı doğrudur Anlam vuku bulduğunda;
Görüşün ve düşüncenin ne olduğu önemli değil Ne senin inancın nede ırkın hatta dilin Hepsi bir tercihin sonucudur… Ne yenir nede içilir Güçsüze ve zalime de lazımdır Her kulun sığındığı bir durum halidir… Adalet söylenmesi kolay Ama mana sal olarak içini doldurmak Hakkını vermek her yiğidin harcı değildir… Bugün bana, yarın sana lazımdır Vicdan gerektirir,
Az önce ana düşen O, düş Bilinçsiz tarafına düşenken zihnimin Bilinçli tarafım ona göz kırpıyordu… Ben diyen egom, kıskanç Onu flörtte zorlamak için Bir şirin bazense felsefi bir açı sunuyordu… Birazdan Bozcaada’dan yükselecek Sonra boğazın kokusunu içine çekecek İstiklal ’de bir duraklayacak… Sanırsın ki artık senin veya seninle Sanmaktan öte bir yedi eminlik duygusu sürer
Sev demek kolay iş Karşılıksız sevmek, beklentisiz sevmek Ekmeği bölüp, göz koymadan verdiğine Vermeyi bilmek… Sev demek kolay iş Hiç sevdin mi? Sorgusuz ve yargısız Yarın ne olacak? Beni terk eder mi? Diye sormadan kendine Gönül vermek nedir bilir misin? Sev demek kolay iş Koparıp yüreğini yerinden… Bir sonraki nefesi alamayacağını bilmek pahasına Bir sonraki
Sevmek Zor İş Derler… Read More »
Kocaman… Koca yaşanmışlıklar Kocaman adamlar Kocaman yürekli kadınlar Bir torba dolusu tabirler, koca torbaya sığmazlar Şimdi kendi anlamlarına, kocaman geliyorlar… Koca Dünya’ya sığmadınız Kocaman öpücükler Kocaman sevgi sözcükleri Bir yüreğe ektiniz, biçemediniz Şimdi geçmiş uşak tutuyorsunuz… Koca dediğiniz an varlık kadar kısa; göz kapatıp açıncaya geçer Kocaman dediğiniz duygularınız; bir ceviz kabuğu kadar değil Kocaman