Masa Akademi

Şiirler (Mehmet Aydemir)

Kaçamazsın…

Kaçamazsın  ! Şu aksamda çalan melodi, Hangimizi düşündürdü. İki nokta  arasındaki mesafeyi, Belki kilometrelerce…. Zaman zaman kin ve nefretle, Bazense ufak bir ışık parlayınca gözlerinde, Hemen dalıp hayallere, Düşler kurmadık ki. Oysa yaşarken iki nokta arasında. Yürürken attığın adımda, Hissettin mi toprağı. İçerken şarabından, Düşündün mü nice emek sarf edildi, Bir kadeh şarap uğruna. Kalın […]

Kaçamazsın… Read More »

Olmayınca…

Olmayınca… Günler geçiyor. Önümden… Yüreğimin ve acıların. Takip etmek ister, Gözlerim ve hayallerim. Ustalar çağrılır ta … Afrika’dan, Sadece izleri takip için, Günler  girmiş yeni bir yarışa, Kaç kilometre koşarlar bilinmez. Kuşlar da eşlik ediyorlar, Kanatlarını çırparak uçabildiğince. Şafakla beraber başlar yarış, Sanki göz kapayıp açınca, …… Akşam olacak. Sıkı deparlar atılır. Nefesler tutulur zaman

Olmayınca… Read More »

Ne söylenir ki başka…

Ne söylenir ki başka… Özlemine eşit zaman, Yaşamak sensiz ormanda, Öylesine uyumlu bülbül seslerinin arasında, Hayallere dalmak, Kaçmak imkansız aslandan, Kök salmış, birbirine kilitlenmiş, Yıllarla yaşlanmış ağaçların üstünde, Hele o timsahların arasında, Nehirlerin içinde yüzmek imkansız, Bir de koynunda, bağrında yaşayan ateş, Sürükler soğuk gecelerde, Karanlık mağaralara, Orda ne beklediğini bilmeden, Maceraları dolu dizgin yaşamak,

Ne söylenir ki başka… Read More »

İnanmak gerek…

İnanmak gerek… Şu yaşanan ölümlü dünyaya, Nice çocuklar feda edildi, Nice resimler yandı, O gece.. İstanbul yangınlarında, Hiç döndü mü dünya acaba tersine, Dört mevsim gerçek anlamda yaşandı mı, Sevdalarla yandı kışlar, Hasret ve özlemle soğudu yazlar, Sevişmeyle geçti güzelim ilkbahar, Ayrılıklar yaşandı sonbaharda, Söyle… Söyle; Dört mevsim yaşandı mı gerçek anlamda, İnsanlar bir para

İnanmak gerek… Read More »

Sigara misali yanan zaman…

Sigara misali yanan zaman ! Hep çocuk olsaydım. Büyümeseydim keşke, Oyunlarımızı oynasaydık . Çamur ve toprakla  kirlenseydim. Yada  ama olarak  doğsaydım. Görmeseydim  bitikleri ve yitikleri, Sadece öylesine  yaşasaydım. Ve zaman  geldiğinde, Öylesine  temiz ve saf, Ayrılsaydım  buradan. Hep çocuk  olsaydım, Büyüyüp hissetmeseydim insanları, Kavgaları ve bencilliklerini,                                   Bir de ama olsaydım. Ve görmeseydi  gözüm insanları, Nasıl

Sigara misali yanan zaman… Read More »

Sorma…

Sorma! Kuyular ve dereler  olur güzelim, Verimli topraklarda. Başaklar boyun sallar esen rüzgarla, Sarı sarı olur hasat zamanı. Sonra o kocaman makineler, Dalarlar bir boyundan, bir  boyuna ovanın Bir yandan da samanlar balya yapılır. Günesin kavurucu sıcağında, Bir emek yaşama uğruna, Çöllerse suya hasret, Gölgenin bile olmadığı, Sapsarı kum taneleri, Savrulur  kilometrelerce. Bir yudum su

Sorma… Read More »

Elveda ey insanlar…

Elveda ey insanlar Anlatıldı nice şarkı ve melodide, O sonsuz denilen şey, Adı vardı konulmuştu ismi, Defalarca çağrıldı, Ama hangi mert söyledi, İçinde hapis kalan duyguyu, Ama kim bıraktı, Rüzgarlara özgürce savrulsun diye, Uğrunda kalemler kırıldı, Kalpler söküldü yerinden, Nice devalar arandı, Ama kim yaşattı gözlerinde, İki dudak arasındaki o sözcüğü…!    M. Aydemir   13.07.96

Elveda ey insanlar… Read More »

Geri gelmez…

Geri gelmez… Yaşam bir zaman kavramı derler Derin ve akan bir nehir misali İçinde bulunan etçil hayvanları Ve çevreyi güzelleştiren o kuşlarıyla                  *                             * Yeni açmış bir çiçeği düşün İhtiyaç duyar suya ve güneşe Bazen güzel kokular açar etrafa Ama maalesef yenik düşer kışa                  *                               * Bir de göçmen kuşları düşün Yaşamak için

Geri gelmez… Read More »

Bulunamayan…

Bulunamayan… Uçabilmek sonsuzluğa, Hem de hiç arkana bile bakmadan, Bir güvercin gibi hür, Uçabilmek sonsuzluğa. Zamana karşı koyma zorunluluğu,   olmadan… Durakta durmadan, İlerleyebilmek sevgiye. Kilitlenebilmek gerek,                        dağların arkasındaki… Sonsuzluktaki sevgiyi yakalamak , İnatla inanmak gerek, Kahvenin suya ve süte olan uyumu, Volkanların yorgan diye, üstüne çektiği dağlar… Rengarenk çiçeklerin, Doğaya olan uyumu gibi, İnanmak

Bulunamayan… Read More »

Sorarım  size…

Sorarım  size…  Her şeye rağmen yaşıyoruz, Bir vücut halinde, Oysa nice fırtınalara, Aşklara ve acılara, Harama ve sevaba, Kahpeliklere ve güzelliklere, Dayanmadık mı biz ..? Zaman zaman bir dikene yenildik, Zaman zaman mızraklara karşı koyduk, Hep sevdik… Sevmeyi insanlara layık gördük, Ama bir şey eksik… Ya biz, Evet biz niye sevilmedik, Yoksa bencil mi değildik…

Sorarım  size… Read More »

Suç değil…

Suç değil… Pençesinde hırçın kartal’ın, Kaçırılmak uzak diyarlardaki, Henüz kimsenin ayak basmadığı, Kar yağmış dağların zirvesine. Dona kalmak bir an, Zalim güneş ışıklarının uğramadığı, Gölgenin oluşmadığı yerlerde, Son bir umutla ha… Demek. İmkansız yuvarlanmak dağın eteklerine, Duyurmak için haykırmak nafile, Üstünde karların soğukluğu ile, Sürtünerek ısınmak. Tek tük geçen bulutlara, Bir hamle ile ulaşmak, Sonra

Suç değil… Read More »

Ne denilir ki başka…

Ne denilir ki başka… Bir fırtına essin, Sonunda ne olacağı bilinmesin. Bir ıssız adaya değil, Gökyüzünün mavisinde sürükleneyim. Kayan yıldızların arasında, En sönük… Fakat o denli hür olayım. Çıplak gözler değil, Dört mercekli teleskoplar bulamasın. Hissetmek istiyorum, ayın dört halini, Güneşin o volkanlardan sıcak ışınlarını. Bulmacanın satırları kadar zor, Açıklamaları kadar yönlendirici olsun. Ama çiçekler,

Ne denilir ki başka… Read More »

Doruk..

Doruk.. Ovadan dağın eteğine doğru, Yükselir yasemin ve papatya kokusu, Dağın arkasından doğan güneş, Bir canlılık katar ovaya, Yazın kavurucu sıcağında, Yardımcı olur toprak, Bir vakum gibi emerek Can katar eşsiz güzellikteki çiçeklere, Dağın içinden gelen damla damla sular, Buz gibi serinletir, Yaşamaya çalışan ovayı, Zamana mal olmuş aşklar, Sevgi ve hoşgörü ile bütünleşmiş,         

Doruk.. Read More »

Yüz yüze…

Yüz yüze… Yanan bir sayfa kaybolan yıllar, Geçmişte kalanlarsa güzel anılar, Bu anları anmak ve yaşamaksa farklı, Gün gelir güler oynarsın…. Hatta bir çocuk edasında şenlenirsin, O anda koşmak istersin, Bir ucundan ta….. Öteki ucuna dünyanın, Zaman gelir oturur,                                içerken meylerden… Geride kalan aşklarını anarsın, Güzeli ile kötüsüyle,   Ama hiç uslanmazsın…. Daha fazla hissetmek

Yüz yüze… Read More »

Bekle geleceğim.

Bekle geleceğim. Bir ut atılmış köşeye,                                  tozlanmış… Heyecandan telleri tek tek,                                   gerilmiş… Bekler gelsin diye üstadını. Yıllar önce nice aşklara, Nice bestelere                               şahit olmuş… Aşk şarkılarına                               eşlik etmiş… Oysa şimdi köşede, Bekler üstadını evvelki gibi. Namelerin sesi gelir,                                ta uzaklardan… Mey kokularının eşliğindeki                                 duygularsa… Maziyi hatırlatır hiç durmadan. Doğdukça

Bekle geleceğim. Read More »

Bir ışık bir çağrı…

Bir ışık bir çağrı… Bir ışık düşmüş ansızın, Karanlık ormanlara, Bir ürperti korku ile karışık, Şaşkın bakışlar arasında, Bir  tebessüm, Kısa bir an parlayan gece, Gündüzü aratmıyor değil, Bir heykel anıt gibi dikiliyor, Gecenin korkulu gizemine, İçindeki korkuları… Yenmeye yardımcı olan umut, Küçük olmasına rağmen, Yeni yeni ufuklar, Uzak da olsa ışık görünmüyor değil…!          M.

Bir ışık bir çağrı… Read More »

Ah akşamlar…

Ah akşamlar… Bir itişme, koşuşturma başlamış gidiyor, Daha henüz sakin olan sokaklarda, Akşam yaklaştıkça karanlık çökmeye başlıyor, O güzelim şehrin üzerine, Bir taraftan hava kirliliği bastırıyor, Bir yandan araçlar teker teker çoğalıyor, Karanlığın çoğalmasıyla birlikte, Koşuşturma bitip, Yerini boş sokaklara bırakırken, Evlerde ışıklar parlamaya başlayacak, Bir kısmı az olanla mutlu olacak, Birileri de çılgınca eğlenecek,

Ah akşamlar… Read More »

Umut..

Umut.. Beklenir olmuş temiz bir dünya, İçinde sarmaşık yerine                       papatya ve güller olsun,  uzansın dost elleri dört bir yana ki, Kalmasın karanlık tek bir nokta, Düşmanlık yerine sevgi dolsun kalpler, Aydınlık olsun her yer, Ve aklına bile gelmesin kırmak çiçeği, Uzaya gidelim, Ve bulalım o varlıkları, Onları da alarak aramıza, Daha muhteşemi başarmak içinse,

Umut.. Read More »

Sevda…

Sevda… Dün gördüm onu, Sevda tarlalarını ekiyordu, Sanki güneşten hiç etkilenmiyor, İnatla ekmeye devam ediyordu… Eğilip kulağına şarkı söylemek, Bir yudum su ile; O yanan gönlünü, serinletmek İsterken birden kayboldu… Uzun zaman sonra gördüm, Sevda tarlalarını biçiyordu, Yorgundu, ellerini açmış dua ediyordu, Sanki adeta davet eder gibiydi… Korktum kaybolup gider diye, Baktım ona, bir daha

Sevda… Read More »

Hayat..

Hayat.. Güneş parlar bulutların arasından, Dağların eteğine doğru, İnatla önünden geçen bulutların arasından, Patikalar bir an için görünür, Ve bir an kaybolur tekrar, Anlaşılmaz bir benzerlik, Aşklarda bir hissedilir, Bir fırtına eser kaybolur, Ama bir can var ki;                                iste o…… Dönüşü olmayan yolculuk misali….!!                        M. Aydemir

Hayat.. Read More »

O Gemi…

O Gemi… Özlemle ve inatla beklenir ,                                             bazen o gemi Gün gelir yalnızlığa terk edilir,       o liman Umutların başlangıcı tesellisidir… Beklenmedik anlarda kahreden insanı, Yola düşüp giderken o limana,       elinde gülle Heyecandan kalbin atar düşünürsün,                                                                 bir şekilde Limana yanaşacağı o anı dikkatle,                                 bir de boşalırken o gemi… Ne gariptir ki işte o

O Gemi… Read More »

Git artık…

Git artık… Derdin ne ey diken, Onca güzel gülün arasında, Yaşarken derdin ne ? Güllerden yayılan o kokuların, Arasında yaşarken derdin ne  ? Beyazı, sarısı, pembesi ve kırmızı, Evet rengarenk güllerin, Arsında yaşarken derdin ne  ? Onlara olan öfken ne  ? Yoksa… Evet yoksa derdin ne  ? Her varlığın arasında yaşamak isteği, Hayallerinde  kurdukları o

Git artık… Read More »

Scroll to Top
Open chat
Merhaba,

Size nasıl yardımcı olabilirim?