Benden öte… Sıladan beri…
Biraz buğulu, bir o kadar titrek
Uzağa desem değil, aha şuracıkta gözlerimin önündesin…
Aşk acısı diner dediler,
Ne kekik kokulu o havlu nede lavanta kokan o bahçe,
Senin yokluğunda içime su değil, gözlerimin önündesin…
Fırtınalı havalardan kalan o boğaz kokusu,
Kadıköy’de içtiğimiz çay ile simit,
Vapura binerken ardında kalan kokun değil, sen gözlerimin önündesin…
Işık! karanlığı aydınlatır, o ince feri ile
Gizemi kaldırır ortadan, yine de bir sır var
Örselenmiş hasretini dindirmez, gözlerimi kapattığımda gözlerimin önündesin…
Talihsizlikti senin gidişin,
Rotasız bir kaptan kılavuzun denize açılması gibi,
Adsız rotaların kayıp uygarlıklarının ötesi yine de gözlerimin önündesin…
Sıla kokuyor hayalin, hem de dün gibi
Gözlerimin kapakları yorgun bir de riayetkâr,
Namussuz ve üstelik bir de hain,
Sevişmelerden öte dokunuşlardan kalan o teninin ısısı,
Konuşmadığın anlardaki yanağına düşen o buse,
Heyecanlandığındaki mahcubiyet tavırların,
Dudakların buluştuğundaki o tarifsiz his,
Şimdi benden öte, sıladan beri
Yasak ve firariden öte tutuklu…
Dalıyor bakışlarım,
Biraz buğulu, bir o kadar titrek
Uzağa desem değil, aha şuracıkta gözlerimin önündesin…
Mehmet Aydemir 24.04.2021 saat: 00:57 bir garip limanda aşkım sılada tutsak..